Antalya Reçelcisi Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Kocaacar: “Ülke gastronomisinin kendini geliştirmesi ve tanıtması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmiyoruz”

1989’dan beri, “En Güzel Antalya Hediyesi, Antalya Reçelcisi’dir” sloganıyla çalışmalarını sürdüren üretici firma Antalya Reçelcisi, Türkiye’nin kaliteli ve bol çeşitteki meyve sebzelerinden ürettikleri reçelleriyle müşterilerine doğru gıdayı sunuyor. Antalya Reçelcisi’nin hikâyesini, ürünlerini ve gelecek hedeflerini Antalya Reçelcisi Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Kocaacar’dan dinledik. 

İklim koşulları sayesinde en leziz meyve ve sebzelerin üretildiği Akdeniz’in incisi Antalya’da faaliyetlerini sürdüren üretici bir firma olan Antalya Reçelcisi, 1989’da Numan Kocaacar tarafından kurulması ile birlikte, Antalya’nın yöresel lezzetlerini ev yapımı tadında üretmek gayesiyle hizmet veriyor. Butik üretim anlayışını devam ettiren bir aile şirketi olduklarını belirten Antalya Reçelcisi Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Kocaacar, babaları Numan Kocaacar’dan bayrağı devralarak marka yolculuğuna devam ettiğini belirtiyor. Reçel tariflerinde en taze meyve ve sebzeleri kullanan, reçel üretimlerini en ileri teknolojik şartlarda gerçekleştiren Antalya Reçelleri için Ebru Kocaacar, “İyi tarım prensibiyle üretim sağlayan çiftçilerle iş birliği yaparak sofralık kalitede ürün tedariki sağlıyoruz. Portakalımızı Finike’den, turuncumuzu, bergamotumuzu, kamkatımızı ve narımızı memleketimiz Antalya’dan, kayısımızı Malatya’dan, çileğimizi Hüyük’ten; ayvamızı Geyve’den, mandalinamızı Bodrum’dan; yani Anadolu’nun en uygun iklimsel şartları ile aroması ve lezzeti en yoğun olan bölgelerinden tedarik ediyoruz” diyor. 

“Bizim çeşitlerimiz sadece kahvaltı ile özdeşleştirilen ürünler olarak algılanmamalıdır” 

Antalya Reçelcisi’nde turunç, bergamot, kamkat, patlıcan reçeli gibi el işçiliği isteyen ve geleneksel üretim reçetelerinden taviz verilmeden üretilen yöresel ürünlerin yanı sıra, değişen tüketim alışkanlıklarına ve yenilikçi bakış açısına dayalı olarak her geçen gün artan bir ürün bandı bulunuyor. “Bizim çeşitlerimiz sadece kahvaltı ile özdeşleştirilen ürünler olarak algılanmamalıdır. Biz açıkçası, bu algıyı değiştirmeyi hedefleyen bir ürün çeşitliliği izlemekteyiz. Acı biber reçelimizle ya da pekmez çeşitlerimizle özenle hazırlanan menülerde et, balık, tavuk ağırlıklı tabaklarda yer almaya da talibiz. Ayrıca süt reçelimiz ve marmelatlarımızla hazırlanacak tatlı çeşitlerinde yaratıcılığı önemseyen tabaklarda tamamlayıcı hatta vurgulu bir lezzet olarak yer almayı da istiyoruz” ifadelerini kullanan Kocaacar, Anadolu lezzetlerinin kültürel lezzet hafızasını sürdürmeyi amaçlayan şeflerle yol almayı hedeflediklerini söylüyor. Türkiye’yi ziyaret eden misafirlerin de Türk gastronomisiyle buluşmasına katkı sağlamak isteyen Antalya Reçelcisi ekibi, ayrıcalıklı ürüne ulaşmak isteyen tüketicilerin ilk tercihi olma yolunda ilerlediklerini gösteriyor. 

“Ülke gastronomisinin kendini geliştirmesi ve tanıtması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmiyoruz” 

“Biz kendimizi sadece üretici kimliğimiz ile sınırlandırmıyoruz. Nihayetinde ürünlerimizi kullanan, tüketen tüm iş paydaşlarımızın sorunlarına ve ihtiyaçlarına çözüm üretmeyi de sorumluluğumuz olarak benimsiyoruz. Ülke gastronomisinin kendini geliştirmesi ve tanıtması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmiyoruz” diyen Kocaacar, ürünün kalitesinden feragat etmeden doğruyu takip etmenin ülke ve sektör olarak kendilerini ileriye taşıyacağını, aksinin sektöre ve Türk mutfağına zarar getireceğini düşündüklerini belirtiyor. Antalya Reçelcisi, doğal, katkısız, kaliteli ve lezzetli ürün kullanmak ve tüketmek isteyen son tüketiciyi ve gastronomi çalışanlarını hedefleyen bir üretim anlayışına sahip. Türkiye’ye ait yöresel tatlarla zenginleşen geniş ürün çeşitliliğine güvendiklerini ifade eden Kocaacar, “Gerek ev dışı tüketim gerekse nihai tüketiciyle buluştuğumuz noktalar hem perakendede hem de toplu tüketimde bu anlayışı benimsemiş iş ortaklarımızdan oluşuyor” diyor. 

“Çalışan, üreten, kendini geliştiren, yenilenen, değişimlere açık bir duruşu benimsiyoruz” 

Ticari kaygılarla yol alan bir işletme olmadıklarını ve üretimdeki devamlılığa, istihdama ve ülke mutfağına katkı sağlayacak projelerde yer almak gibi bir misyonları olduğundan söz eden Ebru Kocaacar, “Çalışan, üreten, kendini geliştiren, yenilenen, değişimlere açık bir duruşu benimsiyoruz. Üretimden yönetime, tüm bölümlerimizde cinsiyetçi olmayan eşitlikçi bir organizasyon yapımız var. Yine de söylemeden geçemeyeceğim, kadının elinin değdiği her yerin güzelleştiği de tecrübeyle sabit. Bu sebeple bünyemizdeki tüm birimlerimizde yer alan çalışma arkadaşlarımızda kadın çalışan oranının erkeklerin üzerinde olması da sanırım doğal ve gerekçeleri anlaşılabilir bir sonuç” diyerek sözlerini noktalıyor. 

Sosyal Medya'da Paylaşın