Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan: “İnsanlara hijyen konusunda güven vermemiz gerekiyor”

Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan, Gündem Değerlendirmeleri’nde koronavirüsle ilgili FoodinLife’a açıklamalarda bulundu. Yeme-içmenin krizden en çok etkilenen sektörlerden biri olduğunu dile getirerek, “İnsanlar ne kadar önemli bir sektör olduğumuzu anladı” dedi.

Tahir Tekin Öztan, bu süreçle birlikte hijyenin ve psikolojinin ne kadar önemli olduğunu söylüyor. Hijyenin mutfakta çalışandan başladığını dile getiren başarılı isim, “Koronavirüsten önce de restoranlarda hijyene çok dikkat ediliyordu. Önemli olan bundan sonra ne olacağı. Ürünleri birkaç kez yıkayacağız; masa aralıkları, giyim-kuşam, paket servis, hepsine dikkat edeceğiz. Restoranları ilerleyen zamanlarda açsak bile şu an için kimse gelmeyecek. Aşının bulunması bu konuda çok önemli” ifadelerini kullanıyor.

“Dumansız sanayi gibiyiz”

Sektörün içinde bulunduğu durumla ilgili önlem alınması gerektiğinin altını çizen Öztan, bir çözüm bulunması gerektiğini ifade ediyor. Bu süreçte müşterinin gelmeyeceğini tekrar sözlerine ekleyen başarılı isim, “Çalışan maaş, tedarikçi para isteyecek. Kiracı kirayı ödeyemeyecek ve yok olacak. Küçük işletmeler de çok zor bir süreç geçirecek. Küçük işletmelerin zaten 10 masası var, az para kazanıyor, masa sayısı azalınca 2 masayla mı iş yapmaya çalışacak? Borçlar şu an erteleniyor ama karantina bitince bile insanlar çıkmayacağı için borçların zamanı gelince nasıl ödeyeceğiz? Bizde 350 kişi çalışıyor. Dumansız sanayi gibiyiz. Gerçekten çok önemli bir sektördeyiz ve sahip çıkılması gerek. Sektördeki diğer kişilerle de konuşuyorum ama herkes için durum aynı. Dolayısıyla kira, maaş ve vergi desteği olması lazım” diyor.

“İnsanlar bu korkuyu zor aşacak”

“Sektörün giderleri belli” diyor Tahir Tekin Öztan. Kimsenin iş yapamayacağını dolayısıyla personelde mecbur azalma yaşanacağını sözlerine ekleyerek, “İnsanlar bu korkuyu zor aşacak. Yedikleri meyvenin yeterince yıkanıp yıkanmadığını düşünecek ve bunun yerine evde yemek yapmayı tercih edecek. Güven sağlamamız gerekiyor. Paket servisinde ise insanlar güvendiği yerlerden almaya devam ediyor ama insanların korkusu bunun da önüne geçiyor. Öte yandan burada belli restoranlar olarak Gaziantep’i gayet iyi temsil ettiğimizi düşünüyorum. Gaziantep’in yolu İstanbul’dan geçiyor. Biz burada ne kadar iyi hizmet verirsek Gaziantep de o kadar iyi ses getirir. Kebap her yerde kebap ama Gaziantep’in kebabı başka oluyor. Her mevsimin kebabı var. Her gittiğinde başka bir lezzet ile karşılaşıyor insan. Her şeyi zamanında yemek ve mevsimini geçirmemek lazım. Mevsimi geçen yemek yenmemeli. Restoran olarak bütün reçeteleri uygulamak çok zor. İnsanlar restorana gitmek istediğinde, hangi restorana gitmek istediğine karar verir. Genelde insanlar bildiği şeyleri tercih ediyor, bilmediği şeyleri çok zor tadıyorlar” açıklamalarında bulunuyor.

“450 yazarlı bir kitap hazırladık”

450 yazarlı bir yemek kitabı hazırlayan Öztan bu projeden şöyle söz ediyor: “Bir soru bir kitap şeklinde başladım. Biri ‘Farklı yerlerde aynı Gaziantep yemeğini farklı şekillerde yedim’ dedi ve düşününce hak verdim. Ben de araştırmaya başladım ve bu konuda kitap eksikliğinin olduğu gördüm. Kitap yazma kararı aldım ama bu işin her şeyini bilmek gerekiyordu bu yüzden Gaziantepli kadınlarla işbirliği yaptık. Bir yemeğin pek çok tarifinin olduğu durumları çözmek için ise akademisyenlerden kurulan komisyon kurduk. Bu şekilde 450 yazarlı bir kitap hazırladık.

“Gaziantep’in tanıtımının çok iyi yapılması gerekiyor”

Tahir Tekin Öztan, “İnsanlar görmedikleri, bilmedikleri şeyi algılamaz” diyor. Gaziantep mutfağını yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak gerektiğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “İkinci en önemli şey basın. Basına bunu anlatmak lazım. Türk basınından başlayarak uluslararası basına ulaşmak lazım. İnsanların birbirini taşlaması değil, yan yana olması gerekiyor. Türk mutfağını döner sayıyorlar. Tanıtım önemli çünkü insanlar Gaziantep’e gelince sadece lahmacun veya kebap yiyip dönmüyor. Orada her yere gidiyor, şehir tanıtımı önemli. Sadece yemek sektöründekiler değil herkes iş yapıyor. Gaziantep’in tanıtımının çok iyi yapılması gerekiyor çünkü bir şehrin tanıtımı o şehrin mutfağından geçer. Daha yeni yeni anlıyor insanlar. İstanbul’un sokakları lahmacun kokuyor diye laf yapıyorlardı. Koksun, pizzadan daha iyi. Kendimizi sadece baltalıyoruz ama geliştirmemiz gerekiyor.”

 

Sosyal Medya'da Paylaşın