Pınar Taşdemir: “Restoranlar bundan sonra sadece kaliteli yemek için tercih edilecek”

Gündem Değerlendirmeleri’nde koronavirüs salgınının yol açtığı etkiler üzerine, sektör profesyonellerinin değerlendirmelerine yer vermeye devam ediyoruz. Araka’nın Kurucusu ve Şefi Pınar Taşdemir, “İyi senaryoyla Haziran’da dükkanlara geri dönersek ve yazı atlatırsak Ekim-Kasım gibi işler anca düzelir” dedi.

Koronavirüs salgını; ülke, sektör, kıta gözetmeksizin insan yaşamının her bir alanını etkisi altına aldı. Henüz belirlenemeyen bir süreyle hâlâ etkisini sürdüren salgın, tüm dünyayı büyük bir krizin eşiğine getirdi. Yeme-içme sektörü de bunlardan biri. Zincir, butik demeden tüm işletmeler kapılarını kapattı. Salgından özellikle büyük restoran ve zincirlerin daha çok etkileneceğini belirten Pınar Taşdemir, “Ben bir şekilde masraflarımı kısıp sonrasında tek çalışabilirim ama büyük yerler ne yapar bilmiyorum. İnsanlar kendi evlerinde yemek yapmak zorunda kaldılar. Bazı insanlar yemek yapmayı sevdiklerini keşfettiler ve bence insanlar bundan sonra sadece kaliteli yemek yemek için dışarı çıkacaklar, evde yapamadıkları bir şey deneyerek deneyim kazanmak isteyecekler” ifadelerini kullanıyor.

“Kriz mutlaka değişikliklere sebep olacak”

Sürecin zincirleme geliştiğine vurgu yapan başarılı şef, butik tarımın koronavirüs salgınından etkileneceğini de dile getirerek, “Geçenlerde bir tedarikçimi aradım ve çok endişelilerdi. Artık alışkanlıklarımız değişti, adaptasyon sürecini atlattık ve yeni alışkanlıklar ediniyoruz. Her şeyden önce insanların farkındalığı arttı. Hepimiz mecburen daha çok okuyoruz, daha çok bilgi alıyoruz ve kendimizi geliştiriyoruz. Krizin mutlaka bir değişikliğe sebep olacağına inanıyorum” açıklamalarında bulunuyor.

Bu süreci insanların kendilerine vakit ayırarak geçirmeleri gerektiğini de belirterek şu sözlere yer veriyor başarılı şef: “Köklü arkadaşlıklarımın olduğu ile övünürüm ve işimden dolayı çok zaman ayıramadığımı fark ettim. Bu süreci düşünerek ve kendimi geliştirerek harcayabilirim. Ve bu süreçle en ufak şeylerin bile ne kadar değerli olduğunu anlayacağımızı düşünüyorum.”

“Araka ile basit bir dükkanda, iddialı bir yemekler sunmak istedim”

Araka’nın hikâyesinden de söz eden Pınar Taşdemir, “Kelime olarak kulağıma hoş geldiği için Araka ismini koydum. Changa’nın şefi olarak geri döndüğümde yaptığım yemeğin büyük çaplı kitlelere ulaşmasının zor olacağını düşündüm ve daha küçük çaplı bir yer açmak istedim. Çok fazla artık bıktıran krizler yaşadık ve batsam bile dünyamın başıma yıkılmayacağı bir yer olsun istedim. 40 kişi kapasiteli ama maksimum 36 kişi alıyoruz. Keyif alabileceğim, çizgimden çıkmayacağım bir yer istedim. Basit bir dükkanda, iddialı bir yemek vermek istedim. Changa’dan sonra insanlar çok iddialı bir yer istediler hatta görünce şaşırdılar. Hayatımda yapmak istediğim şey bu ve sık sık olabilecek krizler dahilinde benim için daha rahat bir yer. Yemek olarak Changa’ya benziyor ama daha basit yemekler de var. Biraz daha basit ve insanların gözünü korkutmayan yemekler yapıyorum” ifadelerini kullanıyor.

“Malzemeye çok önem veriyorum”

Bir kitap projesi olduğundan da söz eden Pınar Taşdemir, şu an çalışmalarını sürdürüyor. Eski yemekleri inceleyip fikir edinmeyi de çok seven başarılı isim son olarak, Malzemeye çok önem veriyorum” diyor.

 

Sosyal Medya'da Paylaşın