Lady Burger Chef & Owner Pınar İshakoğlu: “Hijyenin ön planda olduğu açık mutfaklar daha revaçta olacak”

Koronavirüs salgınının tüm dünyada ve Türkiye’de; yeme-içme-turizm sektörü üzerinde yaratmış olduğu etkiyi yakından takip etmeye devam ediyoruz. Lady Burger Chef & Owner Pınar İshakoğlu, FoodinLife’a yaptığı açıklamada koronavirüs salgınını değerlendirdi.

Pınar İshakoğlu, sadece Türkiye’nin değil herkesin bildiği üzere tüm dünyanın salgından etkilendiğini ifade ederek, “Dünyada yaşanan bir pandemiyle karşı karşıyayız. Hepimiz ilk başta ‘a ben napıcam’ demeye başladık ama bütün dünya ve insanlık durdu. Yapabileceğimiz şey evde kalıp virüsün yayılmamasını sağlamak. Sektör olarak baktığımızda ise; yeme-içme insanların sosyalleşme alanı olduğu için ilk etkilenen sektörlerden biri biz olduk. Önümüzdeki günlerde değişen dünyada yeme içme sektörünün yeni konseptler üretmesi bekleniyor.

“Bence hızlı tüketim yerleri artacak”

Pınar İshakoğlu salgın sürecini evde yemekler yaparak, tarifler paylaşarak geçiriyor. “Benim yaptığım şey evinizde bir şef deneyimi yaşatmak” diyen İshakoğlu, “Bundan sonraki süreçte herkes birçok şeye dikkat edecek. Bizim sektörümüzde ise daha ulaşılabilir konseptler ve hijyenin ön planda olduğu açık mutfaklar daha revaçta olacak. Bence hızlı tüketim yerleri artacak. Fine dining restoranlar zaten seyahatle dönüyor ve insanlar bu seyahatleri gerçekleştiremeyecek. Belki de bir süre uzun uzun masalarda oturup yemek yemeleri zor olacak. Yurt dışında bazı fine dining’ler paket servise geçtiler ama bunu daha basit ev yemekleri şeklinde yapıyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Şeflerin bu süreçte oluşturdukları platformlardan da söz ediyor başarılı şef. Bunlardan birinin de “Madem Evdeyiz” projesi olduğunu dile getiriyor. “Birçok şefin bir araya gelip ‘evde kal’ dediğimiz bir platform. Bir şeyler yapma kararı aldık ve çalışmalara başladık, en önemlisi sürekliliğini sağlamaya çalışıyoruz. Vakit egoları bir kenara bırakıp, birlikte ne yapmamız gerektiğini düşünme vakti” diyor.

“Kendi zeytinyağımı kendim yapıyorum”

Pınar İshakoğlu, hayalini sonradan gerçekleştirenlerden. Hikâyesini şu sözlerle paylaşıyor başarılı şef: “18 yaşımda Londra’ya işletme okumaya gittim. Orada moda sektöründe çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönüp yine çalışmaya başladım. Sonrasında düşündüm ve ne yapmak istediğime karar verdim ve işimi bıraktım. MSA’ya gittim. Sonrası geldi zaten. Yaptığım tabakların renk ve ahengi aldığım eğitimden ve eski işimden geliyor. Tarımla çok ilgiliyim. Komşuköy ise arkadaşımın konseptiydi ve yemekte yardımcı olmamı istedi ve kimyamız o kadar tuttu ki birlikte çalışmaya başladık. Çatalca’da Damlıca çiftliğinden de ürün alıyorum. Dükkanın önünde ufak ufak bahçe kurmaya başladım. Edremit’te bir zeytinliğim var ve kendi zeytinyağımı kendim yapıyorum. Öte yandan önce ülke ve kültür olarak biraz seyahat etmeye alışmamız lazım. Bu tecrübeler için seyahat etmemiz şart. Bir gustonun gelişmesi gerekiyor. Çok güzel bir yemek kültürümüz var ama farklı lezzetler de denememiz lazım.”

“Lady Burger ile daha fazla insana ulaştığımı gördüm”

Lady Burger’in hikâyesinden de söz ediyor Pınar İshakoğlu. “Lady Burger’ın doğuşu aslında şöyle oldu: Önce arkadaşlarıma doğum günlerinde kolay olsun diye, yaptığım bir konseptti. O kadar ilgi çekti ki ‘biz bunu nerede yiyebiliriz’ diye sorular gelmeye başladı. Buradan yola çıkarak Lady Burger’i alt bir marka olarak kurgulamaya karar verdim. Öte yandan “Private Chef” konseptiyle marka kuran ilk kişi olduğum için ilk başta konseptimi anlatmak biraz zordu. Lady Burger ile daha fazla insana ulaştığımı gördüm.”

“Üründe sürdürülebilirlik önemli”

Türkiye’nin her yerinden ürün getiriyor İshakoğlu. Üründe sürdürebilirlikte sıkıntılar olduğunu ve ayrı bir tartışma konusu olduğunu dile getiren başarılı isim, “Ben restoran olmadığım ve kişiye özel menü tasarladığım için bu durum çok sorun olmuyor çünkü benim menüm değişiyor. Ama ben bir restoran olsam hep aynı standartta yemek vermem gerekirdi ve bu da sürdürülebilir olmak açısından zorlayıcı olurdu. Öte yandan Türkiye’de her şef kendi müessesinde elinden geldiğince projeler yapıyor ve ortaya koyuyor” diyor.

“Dünya bize bir mesaj veriyor”

Kriz sonrası için değerlendirmelerde bulunan Pınar İshakoğlu sözlerini şöyle tamamlıyor: “Kriz sonrası dönüşümlerden birisi de hijyen olacak. Restoranlardaki servis sistemleri komple değişecek. Bütün müesseseler şu an bunun üzerinde çalışıyor. Tabii burada bize mutfakta düşen görev ise suyu dikkatli harcamamız gerektiğini bilmek. Zaten suyu dikkatli harcamamız gerektiğini söylüyoruz. Temizlik için hunharca su kullanıyoruz ama ileriyi düşünmemiz gerekiyor. Aslında dünya bize bir mesaj veriyor. Dünya ‘benim bir sistemim var ve sen benim sistemimi bozacaksın’ diyor. Bence sağlıklı yemekler de ön plana çıkacak. Çünkü insanlar neyi yemeleri gerektiğinin farkına vardı.”

 

Aydın Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak da çalışmalarını sürdüren İshakoğlu öğrencilere tavsiyesi ise şunlar oluyor: “Tarif her yerde vardır, önemli olan onu kendine uyarlayabilmek. Evde imkânları el verdiğince yaratsınlar. Şeflerin makalelerini okusunlar, podcast dinlesinler yani olabildiğince kendilerini gelişime adasınlar.”

 

Sosyal Medya'da Paylaşın