Her tabağın bir hikâyesi olan mekân: Rulez

Teşvikiye’de hayatına Eylül ayında başlayan ve sunduğu lezzetlerle şimdiden adından söz ettiren bir mekân Rulez. Rulez günün her saati yiyebileceğiniz farklı kahvaltı menüleriyle öne çıkıyor. Mesleğe adımlarını New York’ta atan ve bu konuda kendini geliştiren Pelin Dinçer Met ve Ege’den esinlenerek ortaya çıkardığı serpme kahvaltı kültürünü organikleştirerek organik kahvaltı sunumunu sektöre kazandıran Necla Tepekule’den Rulez’in hikayesini dinledik.

Galatada yer alan ve 7 yıl boyunca iş geliştirme yaparak nasıl iyi bir kahvaltı verebilirizin içini doldurmaya çalıştığını dile getiren Rulez’in ortaklarından Necla Tepekule: “Serpme kahvaltı konsepti sevildikten ve istenildikten sonra bu serpme kahvaltı olayı müthiş israfın olduğu bir hal
almaya başladı. Artık sadece gözü doyurmak ama lezzeti kaybetmek şeklinde ilerlemeye başladı. Pelin ile birlikte burayı açmaya karar verince yeni bir trend nasıl oluşturabiliriz diye düşündük. Daha minimal, daha kaliteli bir kahvaltı konsepti yapmaya karar verdik” diyor.

“Menümüzdeki her tabağın bir hikâyesi var”

Pelin İlk başta menü içeriklerine karar verirken serpme kahvaltı konusuna çok durduğunu dile getiren Pelin Dinçer Met: “Hiç benlik bir şey değildi ama ortağım Necla Tepekule ve şimdiki şefimiz Mehmet Şahin geleneksel yemek ve değerlere çok önem veriyorlar. Şefimiz ve şef asistanımız Necmi Sarıbağ da oldukça başarılı ve çok güzel işler çıkarıyor. Menüye karar verirken farklı olsun istedik. Örneğin füme sosis verelim ama onu baklava yufkasıyla birlikte verelim. Herkes fikrini söyledi ve ortaya çok güzel ve farklı lezzetler çıktı. Geleneksel ve batı mutfağının bir araya gelince ortaya çıkardığı çelişki ve farklar bizim menümüzü çok farklı bir yere taşıdı. Ala Turca ve Ala Franca’nın birleştiği çok güzel bir menü oldu. İstanbul’da bu özellikle ve lezzette bir mutfak olduğunu düşünmüyorum” diyerek menülerine karar verdiklerini anlatıyor.

“Kaburgalı ekmek üstümüz bizim favori buluşlarımızdan”

Menülerindeki her tabağın bir hikayesi olduğunu dile getiren Pelin Dinçer Met hazırladıkları menüden ve favori lezzetlerinden şöyle bahsediyor: “İçerisinde avokado kreması olan yeşil omlet, dört peynirli omlet, bazlamalı karamelize soğanlı patatesli omlet, kıtır humuslu yumurta, menemen, tereyağlı köy yufkasıyla hazırladığımız pastırma, adaçaylı su böreği, güllaç ve baklava hamuruna sarılmış füme sosisi ve ekmek üstü lezzetlerimiz var. Bunlar dışında yan ürünlerimiz de var, bal kaymak gibi. Ekmeklerimiz de kendimiz yapıyoruz. Kimyon, biber, zerdeçal, fıstık ve tahinli ekmek çeşitlerimiz var ve farklı ekmekler de deniyoruz. Her zaman değişen ekmeklerimiz ile birlikte servis ettiğimiz başlangıçlarımız da var. Rulez’de sunduğumuz bütün yemekler çok iyi. Birini diğerinden ayıramayız ama kaburgalı ekmek üstümüz bizim favori buluşlarımızdan ve gelen misafirlerimiz de çok beğeniyor. Kaburgalı, çırpılmış yumurta Kimyonlu ekmeğin altta, çırpılmış yumurta ve 96 saat pişen kaburganın üstte olduğu lezzet.”

“Rulez olarak geri dönüşüm mutfağına sahibiz”

Sözlerine menülerini hazırlarken kullandıkları ürünleri nerelerden temin ettiklerine ve geri dönüşüm mutfağına sahip olduklarına değinerek son veren Pelin Dinçer Met: “Balımızı Ayvalık’tan, unumuzu Kazdağları’ndan, etimizi Nişantaşı Narin Kasap’tan, zeytinyağımızı Marmara Adası’ndan temin ediyoruz. Diğer kullandığımız ürünleri de çok kaliteli ürünler temin eden ve Türkiye’nin en iyi firmalarıyla çalışan bir gıda firmasından temin ediyoruz. Rulez olarak geri dönüşüm mutfağına sahibiz. Hiçbir şeyi ziyan etmemeye çalışıyoruz. Domates kabuklarını kurutup domates tozu olarak kullanıyoruz. Mutfağımızdaki her şey gerçekten geri dönüşüyor” diyor.

Röportaj: Deniz Güldal

Sosyal Medya'da Paylaşın