Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin: “Gaziantep sadece lezzetin değil aynı zamanda sağlığın da başkenti olacak”

Tüm Türkiye’yi ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında gündemin nabzını tutmaya devam ediyoruz. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, salgınla ilgili FoodinLife’a yaptığı açıklamada, “İlçe belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Küresel bazda bir sorun haline gelen koronavirüs salgını, günlük hayatı etkilemeye devam ediyor. Gaziantep kapsamında koronavirüs salgınıyla ilgili çalışmalarından söz eden Fatma Şahin, “İç kurulumuzla telekonferans aracılığı ile konuşuyoruz. Bütün ilçe başkanlarını toplayarak, iletişimimize devam ediyoruz. Bir yandan maske üretimlerimiz devam ediyor. İşçi sağlığını korumamız gerekiyor. Her yere ateş ölçme cihazı koyduk ve sürekli işçilerimizin ateşini ölçüyoruz. Bunun dışında market yerlerini geziyoruz. Buralarda gerekli denetlemeleri sağladık. En büyük sorun bankaların ve PTT’lerin kuyruklarında oluşuyor. Zabıtalarla sosyal mesafeyi korumayı kontrol ediyoruz ve sürekli dezenfekte ediyoruz. Toplu taşımalardaki sayıyı da önemli ölçüde azalttık” açıklamalarında bulunuyor.

“Hem lezzeti hem hijyeni koruyoruz”

Mutfak Sanatları Merkezi’nde oturum düzenini kaldırdıklarını ifade eden Fatma Şahin, paket servisiyle çalışmalara devam edildiğini belirterek, “İnsanlar haklı olarak evde yemek yapmak istiyor. MSM’nin tedbirlerini çok güçlendirdik böylece hem lezzeti hem hijyeni koruyoruz. Kiralık yerlerimizin kiralarını almama kararı aldık, erteleme değil almama… Diğer restoranlarda ise; günübirlik işçiler aşçısından büyük bir ekonomik sorun oldu. ‘Biz Bize Yeteriz’ kampanyamız ile günübirlik çalışanlarımıza güven vermeye çalıştık. Bunun bir devlet kampanyasına dönüşmesinden çok mutlu olduk. Hijyen ve yemek paketlerimizle destek vermeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Filipinlilere nar ekşimizi ve Venezuelalılara sumak ekşimizi sattık”

Gaziantep gastronomisinin gelişiminde önemli çalışmaları ve katkıları bulunan Şahin sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şu an sarımsakta Kastamonulular ile yarışıyoruz. Daha az yağmur aldığımız için daha yoğun bir tadı oluyor. Tahıl merkezimiz ve zeytin yağı ve fıstık merkezimiz ile de bağışıklığımızı kuvvetlendirebiliyoruz. Oğuzeli’nde nar var. Geçen sene sizin projenizle birlikte Filipinlilere nar ekşimizi ve Venezuelalılara sumak ekşimizi sattık. Bunun üzerine biz de sumak ekşisinin üretimini artırmak için sumak ektik. Nur Dağı ve Islahiye tarafında biber ve üzüm var. İşin özü şu; sadece lezzetin değil, şifa ve sağlığın da başkentiyiz. Artık lezzetimizi kanıtladık şimdi sağlığı konuşmamız gerek. Yeni dünya düzeninde sağlık en önemlisi olacak. Normal hayata döndüğümüzde sağlık konuşacağız. Lezzetin başkentini sağlığın da başkenti yapacağız. Uluslararası Gastronomi Festivali’mizin başlığını da bu konu üzerinden yapacağız.”

“Diğer şehirlere kutup yıldızı olduk”

Gaziantep’in UNESCO Mutfak Şehirleri Ağı’na girmesiyle ilgili güçlü rapor hazırladıklarını ve o dönem ciddi çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Fatma Şahin o süreci şu sözlerle anlatıyor: “Uzun bir yolculuk. Güçlü bir rapor ile işlere yoğunlaştık ve iletişimimizi çok güçlü tutup güvenlerini kazandık. 2 sene sürdü. Esnafı çağırdığım zaman ceza yazacağımı düşündüler bende ‘Neden bizim Michelin yıldızlı şefimiz yok?’ dedim, yüzüme baktılar. Ben elimizdekileri en iyi şekilde göstermeye çalışıyorum. Halkın desteği de çok önemli. Halk bu kadar destek vermeseydi bu kadar başarılı olamazdık. Kendimize güvenimiz yoktu, şimdi özgüvenimiz var. Sunumda ve hijyende tek tipleşmemiz gerekiyordu. Bir üst seviyeye çıkmak için eğitimlerle bunu geliştirmeye çalıştık. Şehir de bunu sahiplendi. Diğer şehirlere kutup yıldızı olduk. Kütahya çini için akıl danıştı, bizde nasıl yaptığımızı anlattık, yardımcı olmaya çalıştık. Bu büyük bir iletişim ağı. Daha olmamız gereken yerde değiliz, bundan 10 kat daha fazla büyümemiz gerekiyor. Ve işin içinde kardeşlik var. İnsanlar aynı sofrada oturduğuyla düşman olmaz o yüzden sofrada düşman yoktur diyorum ve gastronomiyi önemsiyorum.”

“E-ticaret çok önemli bir yere sahip olacak”

“Ben Antep’im” filminde Almacıpazarı’ndaki esnafın da konuştuğunu ve filmde Gaziantep’in nasıl renkli bir şehir olduğunu gösterdiklerini ifade eden Fatma Şahin, sözlerini şöyle sonladırıyor: “Dünyanın en eski 9. merkezi. Biz Hitit dönemine kadar gidiyoruz ve oraya baktığımızda ya halay çekiyorlar ya da yemek yiyorlar. Bizim genimizde var. Biz toprağı eşiyoruz ve çorba kasesi çıkıyor. Öte yandan dünyanın nereye gittiğini iyi görmemiz lazım. Bizim zamanımız geçiyor, önemli olan çocuklarımızı eğitmemiz. Bu işin eğitimini alanlar üzerinden yeni bir düzen kuruluyor. Biz de kendimizi bu konuda geliştirmeye çalıştık. Yemek ve vatandaşın ihtiyacı olduğu her şeyi bir sanal platformda oluşturduk. Ya kendimizi yenileceğiz ya da yenileneceksiniz. E-ticaret çok önemli bir yere sahip olacak. İnsanlar markete gidip korku duyacaklarına bir tıkla istediklerini elde etmek isteyecekler. Biz de “lezzetin başkenti” sloganını değiştiriyoruz “şifanın ve sağlığın başkenti” sloganına dönüştürüyoruz. Her ürünümüzde büyük bir şifa var. Toprağımız ve güneşimiz bu şifayı veriyor. Nar ekşisiyle, biberiyle her ürün büyük şifa veriyor. Gaziantep sadece lezzetin değil aynı zamanda sağlığın başkenti olacak.”

 

Sosyal Medya'da Paylaşın