Aylin Yazıcıoğlu: “Bilim kurgu filmlerinde görebileceğimiz bir süreçten geçiyoruz”

Gündem Değerlendirmeleri’yle sektörün nabzını tutmaya devam ediyoruz. Şef Aylin Yazıcıoğlu, koronavirüs salgınının günbegün artış göstermeye devam ettiği son günlerde sektöre ilişkin açıklamalarda bulundu.

Başarılı şef Aylin Yazıcıoğlu FoodinLife’a yaptığı açıklamalarda koronavirüs salgınıyla ilgili olarak, “Bilim kurgu filmlerinde görebileceğimiz bir şeyin içerisinden geçiyoruz” dedi. Yazıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sorun bütün dünyayı etkiliyor. Ben yeterince bu işi içselleştirdiğimi zannetmiyorum. Bir yandan hayat devam ediyormuş ve bu hafta sonu çok uzunmuş gibi bir his içerisindeyiz. Ancak böyle değil. Dünya çapında bir soruna bireysel sorumluluğumuz ile katkı sağladığımız bir dönemdeyiz. Yemek yapmanın dışında okumaya başladım. Artık sosyalliği bırakıp içe dönme zamanı. Artık bir şeyleri değerlendirme zamanı. Biraz daha düşünmemiz ve içimize dönmemiz gereken zamanlardayız. Bir durup düşünme zamanı. Sormamız gerek ‘ne oldu da oldu?’ Yeniden doğmanın eşiğindeyiz. Bu dönemde biraz okuyalım, gelişelim. Şimdi bir trendin içindeyiz; zero-waste. İşte şimdi zero waste. Tarıma döneceğiz ve şehirlerde ne kadar zavallı olacağımızı öğreneceğiz. Artık bir tarım politikamızın olması gerektiğiyle işe başlayacağız. Bir sürü toprağımız var, ekmezsen olmuyor. Bütüncül tarım diye bir şey var ve araştırmak için vakit ayıramıyordum. Şimdi araştırmalarımla anladım ki babaannemin yaptığı şeymiş.”

La Liste yakaladığı başarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Yazıcıoğlu, “İnanılmaz bir deneyimdi. Duvarlarına posterlerini yapıştırdığımız rock starları gibi şefleri görüyorsun. Ömrün boyunca bir şeyler için çalışıyorsun ve sonunda ödüllendiriliyorsun ve dünyanın en ünlü şefleri seni takdir ediyor. Bu sene bütün ekip katıldı. Bu bir ekip işidir ve o ödülleri aldığımız yemekler ve restoranlar ile ekibimizin de bu hissi yaşamasını istedim. Bizimle çalışan her kişinin hak ettiği bir ödüldü. Öte yandan bu süreçte kendi değerlerimizi kaybetmeden işimize devam etmemiz gerekiyor. Örneğin 40 yıllık mercimek çorbasına bile gerek olmayan şeyler ekleyerek özünü bozuyorlar. Ben neden sokağa çıkınca düzgün bir mercimek çorbası içemiyorum. Çünkü özen bitti. Maliyetle açıklanacak bir durum yok, ustalar özeni bıraktı. Okullarda tabi ki modern teknikleri öğreneceğiz ama kendi kültürümüzü de öğrenmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 

 

Sosyal Medya'da Paylaşın