Altınmarka Masabaşı Sohbetleri’nde bu ay “Doğal Kakao ve Çikolata” konuşuldu

Altınmarka Masabaşı Sohbetleri’nde bu ay “Doğal Kakao ve Çikolata”yı konuştuk. FoodinLife Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen moderatörlüğünde ve Baylan Bebek Executive Chef’i Tim Briggs ev sahipliğinde gerçekleşen sohbetimizin konukları arasında Harem Çikolata Kurucusu Belgin Karaağaç, Aroha Çikolata Kurucusu Fulya Genç ve Cocoas Chocolat’ın Kurucusu Burça Yılmaz oldu.

Harem Çikolata Kurucusu Belgin Karaağaç: “İnovasyonlarımızı Türk tadına özgü ürün olması için geliştiriyoruz”

Teşvikiye ve Erenköy’de şubeleri bulunan ve 20 yıl önce kadın girişimci olarak bu işe başladığını dile getiren Harem Çikolata’nın kurucusu Belgin Karaağaç ile Altınmarka Masabaşı Sohbetleri’nde doğal kakao ve çikolatadan konuştuk.

Harem Çikolata’nın 20 yıl önce başlayan hikâyesine ve yaptıkları çikolata çeşitlerine değinen Belgin Karaağaç sözlerine şöyle devam ediyor: “Ben 20 yıl önce kadın girişimci olarak başladım bu işe. Harem markası ile beş yıldızlı otellerin tedarikçi firması olarak başladık ve yenilikçi ürün çeşitliliğimiz ile de sektörün butik tarzda üretim yapan öncü markası olduk. Küçük bir şirket kurarak, inandığınız bir fikri gerçeğe ve bir markaya dönüştürmenin heyecanı ile üretim sürecimizi sürekli geliştiriyoruz. İlk perakende mağazamızı Erenköy’de açmıştık. İkinci mağazamızı da Teşvikiye’de açtık. Merkez binamız ve atölyemiz Ataşehir’de. Çikolatalarımız el yapımıdır. Çikolatanın son yıllardaki yükselen trendi, bizim sektörümüzdeki iş hacminin ciddi anlamda yükselmesini sağladı. Markamız, son yıllarda özellikle körfez ülkelerinden gelen müşterilerin çok ilgisini çekti ve tüm körfez ülkelerinden franchise teklifleri alıyoruz. Ancak bu konuya şimdilik sıcak bakmıyoruz. Tüm körfez bölgesine ürün satmaktayız. Ayrıca Katar ve Londra’ya ihracatımız var.”

“Az ve öz bize çok uyan bir kavram”

Türk insanı için ikramın önemli bir gelenek olduğunu söyleyen Belgin Karaağaç, özel günler için proje bazlı işler yaptıklarını da belirtti. “Müşterilerimiz ile sıcak bir iletişimimiz var. Bu bizi daha şevkle çalışma ve daha da iyiyi yapma konusunda motive ediyor. Çeşit yapma konusunda gayet temkinli davranıyoruz. ‘Az ve öz’ bize çok uyan bir kavram. Çeşit oluşturmak adına yüzlerce ürün yapılabilir. ’Yeni ve yenilik’ çabaları, ’tüketmek ve yok etmek’ anlamı ile gelişiyor sürekli. Öncelikle doğanın bize sunduğu ürünü korumalıyız. Üretirken ve tüketirken bilinçli olmamız gerektiğini artık hepimiz biliyoruz. Firmamızda yenilik olarak epeydir üzerinde çalıştığımız sağlıklı beslenme trendine uyan çikolatalar ürettik. Kakao sağlığa faydalı, çok zengin, doğal ve mucizevi bir ürün. Büyük bir çoğunluğun alışık olduğu ve sevdiği çikolata tadından daha sert bir tatta ama yerken kaçamak yapıyormuş gibi değil de mutlulukla tüketilecek bir ürün olması için hazırlıyoruz reçetelerimizi. Yeni nesil bu çikolatalara, çoğu müşterimizin alışması belki zaman alabilir ancak önümüzdeki dönemde daha çok tercih edilebilir. Bilinçli tüketici, her zaman üreticileri geliştirme yönünde referans olmaktadır” diyor.

“Yerli ürünü baş tacı yapıyoruz”

‘Ne mutlu bize ki; iyi ürün bulma konusunda zengin kaynakları olan bir ülkede yaşıyoruz’ diyerek sözlerine devam eden Karaağaç, “En iyi malzemeleri kullanmak, iyi ürüne giden yolun en güvenlisi. Sadece çikolata üretimimizde kullandığımız, yüksek standarttaki malzeme değil, aynı zamanda bu süreçte kullanılacak diğer ürünlerin de yüksek standartta olması önemli bizim için. Yerli ürüne çok kıymet veriyoruz hatta baş tacı ediyoruz. Ülkemizde yetişen en iyi ürünü uzun araştırmalar yaparak buluyoruz ve hiç bıkmadan da araştırmaya devam ediyoruz” diyor.

“Doğru ürünü doğru tüketiciyle buluşturduğunuzda bu işte başarılı oluyorsunuz”

İnovasyon alanında yaptıkları çalışmalarda ‘bean to bar’ denilen yeni nesil ürüne yöneldiklerinden bahseden Karaağaç sözlerine şöyle son veriyor: “Doğru ürünü doğru tüketiciyle buluşturduğunuzda bu işte başarılı oluyorsunuz. Özellikle bu Türk çikolatası dedirtebileceğimiz inovasyonlarımızın da olması gerekiyor. Çikolata, kararında ve doğru ürün olarak yenildiğinde, sağlığa faydalı bir besindir. Biz esnaf çikolata üreticisiyiz. Sabır ve emek isteyen bu üretim heyecanımız, tadım yapan birinin yüzündeki mutlu ifadeyi görünceye kadar sürer. Çikolata yapma tutkumuzu, mümkün olanın en iyisini yapmak için sürekli deneyerek geliştiriyoruz. Altınmarka’dan sevgili Ali şef bizlere ürün geliştirme konusunda yardımcı oluyor. Bizim gibi mamul ürün kullanan üreticilerin, inovasyon kavramını, sadece ürün geliştirmede değil, tabiatın bize sunduğu doğal kaynakları korumada ve sürdürülebilirlik bilinci ile davranma konusuna da uyarlamalı diye düşünüyorum.”

Aroha Çikolata’nın kurucusu Fulya Genç: “Tüketiciler, çikolatanın yalnızca bir tatlı değil, bir besin olduğunu daha iyi anlayacaklar”

İsmini Yeni Zelanda dilinde tutku anlamına gelen Aroha’dan alan Aroha Çikolata, kuvertür kullanmadan hazırladıkları, rafine şeker içermeyen yüzde 100 bitter çikolata ve balla tatlandırılmış çikolata yaparak farklılaşıyor. Masabaşı Sohbetleri için bir araya geldiğimiz Aroha Çikolata kurucusu Fulya Genç’ten naturel kakaoyu ve Aroha’nın hikâyesini dinledik. Aroha Çikolata’nın hikâyesinden ve ürettikleri çikolatadan bahseden Fulya Genç: “Bizim hikâyemiz çok yeni sayılır, Aroha Çikolata 7 aydır hayatımızda. Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra televizyon sektöründe çalıştım. İş sebebiyle gittiğim Yeni Zelanda’da çikolata yapmayı geliştirdim. Çikolata her zaman benim için bir tutku olmuştur. Bugün, Türkiye’de ilk kez yüzde 100 bitter; yani sadece kakao çekirdeğinin ezilmesi işlemi ile elde edilen kakao kitlesinden, ilave şeker içermeyen çikolatalar yapıyoruz. Çikolatalarımız genelde tablet şeklinde. Perakende satış yerimiz Zekeriyaköy’de, onun dışında Türkiye’de seksene yakın satış noktamız var. Her geçen gün artan talebe bağlı olarak satış noktalarımız da artıyor. Hemen her organik markette çikolatalarımıza ulaşabilirsiniz” diyor.

“Yakın gelecekte bizim yaptığımız çikolataya olan talep artacak”

Yeni Zelanda’da çikolata kültürünün daha yaygın olduğunu dile getiren Fulya Genç sözlerine şöyle devam ediyor: “Yeni Zelanda’ya iş için gitmiştim ve 1 sene kadar orada yaşadım. Orada çikolata kültürü daha yaygın. Biz Türkiye’de çikolataya kaçınılması gereken bir şekerleme gözüyle bakıyoruz, aslında çikolata bir besin. Kakaonun sayısız faydasını barındıran, sıkça tüketilmesi önerilen bir besin. Bizler Aroha’da kakaonun tüm faydalarından yararlanabilmek adına sağlıklı (şeker ilavesiz, soya lesitini içermeyen) ürünler geliştiriyoruz.

Şekersiz olan çikolatalarımız, tatlandırıcı içermeyen, acı çikolata segmentinde. Tüketicilerimiz İsviçre menşeili çok bilinen bir markanın %99 bitter çikolatasını tanıyan bir kitle. Aroha, o ürüne alternatif, fiyat ve lezzet açılarından daha rekabetçi bir ürün sunuyor. Şekersiz çikolataya yoğun bir talep olduğunu görmek de çok güzel.

Çıkardığımız her yeni ürünü, rafa koymadan önce etkinliklerde tattırıyoruz. Çoğunlukla, çikolata dediğimizde sütlü ve tatlı bir şey bekliyor insanlar; ancak ‘genelde ben sadece sütlü çikolata yiyebiliyorum’ diyen insanların da severek tüketebildiği çikolatalar yaptık. Sütlü ve tatlı çikolata sevenleri de unutmadık. Yakın gelecekte bizim yaptığımız çikolataya olan talep artacak ve insanlar çikolatanın bir besin olduğunu daha iyi anlayacaklar diye düşünüyoruz.”

“Hedefimiz kakao çekirdeğimizi işleyerek çikolatalarımızı hazırlamak”

Yeni çıkarttıkları çikolatadan ve spesiyal ürünlerinden bahseden Fulya Genç sözlerine şöyle son veriyor: “Her gün yeni bir ürün fikrimiz oluyor. Türk damak tadı çok zengin ve biz bundan olabildiğince yararlanmak istiyoruz. Mesela yeni bir ürün çıkarttık: Tarsus. Lohusa şerbeti olarak da bilinen kaynar baharatlarını kullanarak bir çikolata yaptık. Ekim ayının başı gibi ürünümüzü satışa sunduk ve çok iyi dönüşler aldık. 15-20 gün gibi kısa bir sürede ilk parti tükendi. Katar’a Kuveyt’e ürünlerimizi gönderiyoruz, ihracat yapıyoruz. Arap ülkelerinden yoğun bir talep var. Haziran ayında, ilk bayramımızda 20’den fazla kurumsal müşterimize hizmet verdik. 5 kişilik bir ekibimiz var. 7/24 üretimimiz devam ediyor. El yapımı bir ürün hazırlıyorsanız her ürünün eşsiz ama bir o kadar iyi kalitede olması ve her partide aynı lezzeti vermesi gerekir. Butik çikolatacı olarak Türkiye’de bir yenilik yaparak kuvertürden değil, kakao kitlesinden kendi reçetelerimizi beğeniye sunduk. Bundan sonraki yenilikçi adımımız kendi kakao çekirdeğimizi işleyerek, çekirdekten çikolataya kadar tüm süreci yönetmek.”

Cocoas Chocolat Kurucusu Burça Yılmaz: “Dünya markası olmak için yola çıktık”

Uzun bir ticaret hayatından sonra sevdiği bir işi yapmak için yola çıkan Burça Yılmaz aldığı eğitimlerden sonra Cocoas Chocolat’ı kuruyor. Masabaşı Sohbetleri için bir araya geldiğimiz Cocoas Chocolat’ın kurucusu Burça Yılmaz ile bir araya geldik. 8 sene önce uzun bir ticaret hayatından sonra sevdiği ve bu konuda başarılı olduğu Cocoas Chocolat’ın nasıl hayata geçtiğini anlatan Burça Yılmaz: “Öncelikle bu işin eğitimini aldım. Çikolata aslında neymiş onu öğrenmek istedim. MSA’da eğitim aldım ve MSA’da eğitimlerimi aldıktan sonra Chef İstanbul’da da eğitim aldım. Viyana’da, Roma’da workshop’lara katıldım. Cocoas Chocolat’ı açmadan önce bir süre bu işin peşinden gittim. Cocoas Chocolat olarak dünya markası olmak için yola çıktık. Bunun için neler yapabiliriz diye düşündük. Ben üç yaşındaki çocuğuma da yedirebileceğim çikolatalar yapmak istiyordum. O saflıkta ve kalitede olsun istedim. GDO’suz, ilave şekersiz çikolataları yapmanın mümkün olduğunu düşündüm” diyor.

“Vegan çikolatalarımız Orta Avrupa’ya ihraç edeceğiz”

Ürün çeşitliliğinden ve asıl şifa olan çikolatanın bitter çikolata olduğunu söyleyen Burça Yılmaz sözlerine şöyle devam ediyor: “Sağlıklı diyet dostu ürünler, vegan çikolatalarımız, artizan çikolatamız, antioksidan çocuk ve kadınlara yönelik Eczane ürünlerimiz var. Propolisli çikolata, sadece ham baldan çikolatamız var. Bir iki ay önce Orta Avrupa’ya ihracatımız başladı. Special çikolatamızı ihraç ediyoruz ve vegan çikolatalarımız Orta Avrupa’ya ihraç edeceğiz. Cevahir AVM’de mağazamız var son bir senedir. Türk insanı da iyi ve kaliteli çikolatayı yedikçe o alışık oldukları sütlü ve şekerli tattan ziyade bitter gerçek çikolataya alışıyor. Aslında şifa olan sağlıklı olan çikolata bitter çikolata.”

“Online satışında Türkiye’de üçüncü sıradaydık”

Sözlerine son verirken inovasyon ile ilgili çalışmalarına da değinen Burça Yılmaz: “Genelde çikolatalarımız el yapımı ağırlıklı. Taze, uzun raf ömrü olan çikolata isteyenler için o tarzda çikolatalar yapabiliyoruz. 3 ay, 12 ay raf ömrü olan çikolatam da var 15 gün olan çikolatam da. Toplamda 80 çeşit ürünümüz var. İnovasyonla ilgili çalışmalarımız var. İlaç sektörüne dair geliştirdiğimiz iki tane ürünümüz var propolisli çikolata dışında. Üretim kısmında da ben yer alıyorum. Çikolata şefi benim. Geçen sene online satışında Türkiye’de üçüncü sıradaydık şekerleme ve çikolata satışında. Cevahir AVM’de de kioks mağazamız var oradan da çikolatalarımıza ulaşabilirler.”

Sosyal Medya'da Paylaşın